Son zamanda birçok kişi İşsizlik Kavramı ve Türlerini araştırmaktadır. Günümüzde hemen hemen her ülkede istihdamın gücü işsizliğin oranı ve ülkenin ekonomik refah düzeyi bize o ülkenin ekonomik gücünü göstermeye yetebilir. Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri olan işsizlik sorunu çözmek için Türkiye’nin birçok istihdam politikalarının mevcut olması içinde bulunduğumuz bu durumu kurtarmamaktadır.
Türkiye’de işsizliğin temel sebebinde yatan faktörlerin başında genç nüfusun fazlalığı ve ülkenin sanayi değil Tarım ülkesi olmasıdır. Bu durumlar toplandığı zaman Türkiye’de yapısal bir işsizlik modeli ön plana çıkmış bulunuyor. Tarıma dayalı ülkelerin genel sorunu olan bu durum Türkiye’de de baş göstermiş bulunmaktır. Bunun biraz daha aza indirgemenin en temel yolu sanayileşme politikaları ya da tarımda istihdamı arttırmaya yönelik politikaların uygulanmasıdır.
GENEL BİR TANIM OLARAK İŞSİZLİK
Üretimin başladığı zamandan bu yana süregelen ve son yıllarda alınan tedbirler ve politikaları karşı halen etkisini sürdüren ve etkileri gittikçe ağırlaşan bireysel ve toplumsal açıdan insanları etkileyen bir gerçektir (Kumaş,2001: 10). İşsizlik, çalışma çağındaki nüfusun çalışma isteği olup iş bulamayan kişilerin, nedeni kendi yetenek yoksunlukları değil ekonomi yönetiminin başarısız olması durumudur. Başka bir tanım ise emek faktörlerinin iradesinin dışında istemsiz olarak ortaya çıkmış olan birkaç gün, haftalar ya da aylar boyunca çeşitli sebeplerle işsiz kalma durumudur. İşsizliğin diğer bir anlamı da bir kısım işgücünün rızası olmadan yaşadığı bir işsizlik süreci olmasıdır (Gupta, 1990: 298).
İşsizlik ürete emek faktörünün katılamamasıdır. En çok bilinen anlamıyla da çalışmak isteyen çalışabilecek durumda ve güçte olan ve piyasadaki ücret seviyesinde çalışmak isteyen fakat iş bulamayan insanların varlığıdır (Yıldırım, 2001: 308). Bir ülkede işgücüne katılabilecek ve katılmak isteyen kişilerin bir diliminin işinin olmamasına işsizlik, fakat işgücüne katılım sağlayabilecek olup kendi iradeleri ile çalışmamayı tercih eden kişiler ise iradi işsiz sınıfını oluşturur. İşsizlik ise kendi istekleri dışında oluşan durumlara denir yani bu grup gayri iradi işsiz gruplardır (Ünsal, 1999: 51).
- İşsizliğin ulusal anlamdaki tanımını, araştırmalarda kullanılan resmi rakamların belirlenmesinde Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) görev alır. DİE’ye göre işsizlik ise; Çalışma çağındaki nüfus=işgücü+ işgücüne dahil olmayanlar
- İşgücü= istihdam edilenler+ işsizler
- Biçiminde tanımlanmıştır (DİE, 1999: 11)
İşsizliğin uluslararası tanımı ise, üç ana dala ayrılmaktadır. DİE’nin de kabul ettiği bu kriterler iş olmama, çalışmaya hazır olma ve iş arıyor olma olarak söylemek mümkündür. Bu tanım çerçevesinde bir bireyin işsiz olarak tanımlanması için bu üç ana kriterin birlikte bulunması gerekmektedir (Köstekli, 1999:8). Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) “Ulusal İstatistik Ofisi’nin işsizliğin ölçülmesi ile ilgili olarak belirlediği ölçütler uluslararası karşılaştırmalarda önem arz etmektedir.
İŞSİZLİK TÜRLERİ NELERDİR?
İşsizlik türleri hakkında geçmişten günümüze kadar birçok tanım ortaya atılmıştır. Yaş cinsiyet, eğitim durumu gibi birçok çeşitli karakteristik özelliklere göre sınıflandırma tanımlanabileceği gibi bunların yanına ek olarak coğrafi konum mesleklere ve işsizlik zamanına göre gruplandırma yoluna da gidilebilir (Yıldırım,2001: 300)
AÇIK İŞSİZLİK
Açık işsizlik durumunda çalışma gücü ve çalışma isteği olduğu halde, ayrıca cari ücret seviyesine razı olduğu halde iş bulamayan kişilere karşı tanımlanan kişileri ifade etmektedir. Bir başka değişle ise bir kişinin hayatını idame ettirememesi ve geçimini sağlayacak bir işinin olmaması durumudur.
Arızi (Geçici) İşsizlik
Bu işsizlik türünde iş aramakta olan kişilere boşalan mevki ve konumlara getirilirken diğer yandan o konum ve mevkiden ayrılan insanlarda işsiz statülüsüne girer. Mevcut istihdam oranı ise hemen hemen birbirine çok yakın ya da aynıdır. Sonuç olarak ise geçici işsizlik meydana gelir ve bu işsizlik türünün belli bir oranın altına düşürmek ülkeler ve hükümetler için oldukça düşük bir ihtimal olarak kalır.
Arızi işsizliğin bir diğer tanımı ise çalışan kişilerin işinden memnun olmayıp farklı bir iş arama süresi içinde geçen zaman dilimi olarak da tanımlanabilir. Arızi işsizlikte daha iyi çalışma koşullarında çalışmak isteyen insanlar ve işinden memnun olmayan kişiler mevcut durumda çalıştıkları işten ayrılarak yeni bir iş aramaya başlarlar ve bu süre zarfında doğal olarak geçici de olsa işsiz olarak kalmaktadırlar. Geçici işsizlik yalnızca istihdamın eksik olduğu durumlarda değil istihdamın tam olduğu birçok ülkede de kendini gösterebilir.
Her ülkede çalışanların %1-2 kadar bir kısım geçici bir süreyle de olsa işsiz kalabilmektedir (Kocacık, 2000:53). Aynı durumlardaki işsizliklerin nedeni üretim araçları, talep yetersizliği, yapısal nedenlerden kaynaklanmamaktadır. Nerede iş olduğunu bilmeyen insanlar ve taşınmanın masraflı ve zahmetli bir iş olduğundan dolayı ya da bir iş de çalışmak istemeyen insanların davranışları geçici işsizliğin en büyük nedenlerindendir (Eyüboğlu, 2003:15-16).
Mevsimsel İşsizlik
Mevcut ekonomisinde turizm, inşaat, tarım gibi üretim sektörleri daha fazla bulunan ülkelerde sık sık görülen bir işsizlik türü olan mevsimsel işsizlik de mevsimlere göre işsizlik sayıları da belli başlı dalgalanmalar yaşar.
Sanayi üretimi ileri düzeyde olan ve gelişmiş olan ülkelerde bu durum az olmamakla beraber yalnızca mal talebinin değişimlerinden meydana gelir. Ekonomisi az gelişmiş üretim faktörleri tarıma dayalı ülkelerde ise mevsimsel işsizlik türü malın talebi ile ilgili olmayıp malın arzı işsizliği etkiler (Zaim, 1997: 179).
Konjonktürel (Dönemsel) İşsizlik
Makroekonomik açıdan önemli bir konudur. Bu tür işsizlikten kurtulmanın tek yolu ekonominin canlandırılmasıyla biraz daha kontrol altına alınabilir. Bu işsizlik türünden korunmak için ekonomi politikası araçlarının doğru kullanılmasıdır. (Ertek, 2009: 328).
Bu işsizlik türü ekonominin genişlemesi yada daralması durumlarında ortaya çıkar. Ekonominin genişlemesi: toplumun refah düzeyine ulaşması, milli gelirin artması, istihdamın artması durumlarıdır. Bu dönemler birbirini izler ve bu dönemler arasındaki geçen zamana konjonktür devresi denir. (Bocutoğlu, 2011: 75). Bu dönemler arası iş kayıpları yaşanabilir.
Bu işsizlik türü sanayisi gelişmiş ülkelerde daha fazla rastlanır. Konjonktürel işsizlik dönemsel bir işsizlik olup geçici özelliği vardır. Bunun en bariz örneği 1929 ekonomik buhranıdır (Pekin, 2007: 106). Konjonktürel işsizlikte ülkelerin ekonomik kayıpları olduğu için sosyal açıdan da zarar verir.
Teknolojik İşsizlik
Temel üretim faktörlerinden emek ve sermaye arasında ikame ilişkisi vardır. Teknolojinin ilerleme hızına göre ve teknolojinin gelişimine paralel olarak emek üretimde bulunan faktörünü makinelere bırakabilir ya da daha verimli yöntemlere geçiş yapılabilir (Unay, 1996: 210). Azgelişmiş ülkelerde sık sık görülen bir durum ise sermaye birikimi arttıkça üretim faktörlerinin yenilenmesi sürecinden sonra eski üretim faktörlerinin daha çok sermayenin yoğun olduğu uygulamalarda görülür.
Üretim teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte belli bir zaman diliminde bir insandan daha fazla ürün üreten makineler ortaya çıktığı için insan gücüne ihtiyaç azalarak işsizlik artar. Bu durum genel olarak gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerde görülmektedir fakat az gelişmiş ülkelerdeki etkisi daha büyüktür. Teknolojik işsizliğin boyutu ise bir yandan sermayenin emeğe ikamesine diğer yandan da işçilerin yeni üretim yöntemlerini bilmesiyle alakalıdır (Unay,1996: 210).
Yapısal İşsizlik
Ülke ekonomilerde meydana gelen dalgalanmalarından dolayı yapısal değişiklerin neden olduğu, yeni beceriler kazanımı veya eski becerilerinden vazgeçilmesi, teknolojik gelişmelerine bağlı olarak emek faktörüne gerek kalmamasından dolayı oluşan işsizlik türüdür. (Yıldırım,2010: 31). Buna bir önek vermek istenirse eskiden sofralarımızda kullandığımız tahta kaşık, bakır tencere yerine metal kaşık ve emaye tencerelere bırakmıştır. Bunun sonucunda eskiden kullandığımız ürünlere üreten işgücüne ihtiyaç ortadan kalkmıştır.
Yapısal işsizliğin diğer bir adı uyumsuzluk işsizliğidir. Uyumsuzluk işsizlerin bilgi ve yeteneklerinin arttırmaları, coğrafi bölgelerini değiştirmeleri, değişen teknolojilere ayak uydurmaları sayesinde daha çabuk iş bulabilecekleri belirtilmektedir. (Ünsal, 2011: 110).
Yapısal işsizlik gelişimini tamamlamamış ülkelerde tarımdan sanayiye, tarımdan hizmet sektörüne geçilmesi ile ortaya çıkan işsizlik türüdür. Gelişimini tamamlamış ülkelerde ise yetişmiş işgücü talebinin karşılanamaması nedeniyle görülmektedir (Erol, 2013: 51).
Yapısal işsizlik özetle gelişimini tamamlamamış ülkelerden, gelişimini tamamlamaya çalışan ülke konumuna geldiğinin bir göstergesidir.
GİZLİ İŞSİZLİK
Gelişimini tamamlamış ülkelerin işsizlik probleminin oluşmaması için işsizlik oranının ölçülmesine büyük önem verilmektedir. Bu elde edilen veriler sonucunda işsizlik oranı işsizliğin boyutunu her an belirleyecek durumdadırlar. Gizli işsizlik durumunda işsiz olarak nitelendirilenler çalışıyor olabilirler ya da çalışmıyormuş gibi de gözükebilirler. (Üstünel, 1990: 172).
Bir kişinin açık bir şekilde işsiz sınıfında olamamasına rağmen gerçekte olan üretim sürecine katkısının olmadığı bir olaydır. (Yıldırım , 2012). Yani çalışır gibi yapıp çeşitli sebeplerden dolayı üretime katkısı olmayan ya da çok az olan, düşük verimde çalışan bireyleri kapsar. (Yavuz, 2012: 45).
Gizli işsizliğin oluşması için iki özellik gerekmektedir. Bunlardan birincisi kamu sektörünün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı, diğeri ise tarım sektörünün GSYİH’daki payıdır (Bocutoğlu, 2011: 77).
SONUÇ
Gençler ülkelerin dünü değil, bugünü değil, yarınlarıdırlar. Ülkeler geleceklerini planlarken gençleri göz ardı etmemelidirler.
Globalleşme çağında ekonomik açıdan, tüm Dünya genelinde görülmeye başlayan istihdam yaratmayan büyüme, artık Türkiye’de görülen bir gerçekliktir. Genel sorun olan işsizlik olgusunu besleyen de işte bu istihdam sorunudur. İstihdam imkânları yaratılamadığı sürece işsizlik, ülkelerin en temel sorunu olarak hep var olacaktır.
Bu çalışmamızda işsizliğin ne olduğunu ve işsizliğin tanımlarını irdeledik. Bu durumda tüm dünyada görülmesi muhtemel olan işsizlik türlerinin görülmesinde birçok neden vardır fakat bu nedenler ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Ekonomisi güçlü olan ülkelerde az rastlanan işsizlik türlerine ekonomik olarak güçsüz olan ülkelerin en büyük karşılaştığı sorunlardan birisidir. Tüm dünyadaki işsizlik buhranının türleri ise;
- Açık İşsizlik
- Arızi(geçici)işsizlik
- Mevsimsel işsizlik
- Konjonktürel (dönemsel) işsizlik
- Teknolojik işsizlik
- Yapısal işsizlik
- Gizli işsizlik
KAYNAKÇA:
- KUMAŞ, H., (2001). “İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri”. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt: 3, Sayı: 4, Ekim-Kasım-Aralık. İzmir.
- KÖSTEKLİ, Ş. İ.,(1999). Dünyada ve Türkiye’de İşsizlik. Türk-İş Eğitim Yayınları No: 24, Ankara.
- EYÜBOĞLU, D., (2003). 2001 Krizi Sonrasında İşsizlik ve Çözüm Yolları. Milli Prodüktivite Yayınları No: 674, Mert Matbaası, Ankara.
- DİE, (1999). Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Nisan.
- ÜNSAL, M.E., (1999). Makro İktisat. Kutan Ofset Matbaacılık, Göz.Geç. 2. Baskı, Ekim, Ankara.
- GUPTA, J. P., (1990). Population Growth and The Problem of Unemployment, New Delhi.
- YILDIRIM K. ve KARAMAN D., (2001). Makro Ekonomi. Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı, 2. Basım,Yayın No: 145, Eskişehir.
- ZAİM, S., (1997). Çalışma Ekonomisi. Filiz Kitabevi, Gen. 10. Baskı, İstanbul
- UNAY, C., (1996). Makro Ekonomi. Ekin Kitabevi, 6. Baskı, Bursa.
- KOCACIK, F., (2000). Çalışma Sosyolojisi. Dilek Ofset Matbaacılık.
- Ertek, T. (2009). Temel Ekonomi (Basından Örneklerle), Beta Basım Yayım, Genişletilmiş 3. Baskı, İstanbul.
- Bocutoğlu, E. (2011) Makro İktisat Teoriler ve Politikalar, Murathan Yayınevi, Sekizinci Baskı, Ankara.
- Pekin, T. (2007). Makro Ekonomi, Zeus Kitabevi, Yayın No: 2, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş Yeni Basım, 2. Basım, İzmir.
- Yıldırım, K., Karaman, D., Taşdemir, M. (2012). Makro Ekonomi, Seçkin Yayıncılık, Güncellenmiş 10. Baskı, Ankara.
- Erol Işık, S. (2013b). “İşsizliğin Sosyal Dışlanma Üzerindeki Etkisi”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Hakemli Dergi, c. 24, s.3-4-5, Ağustos-Kasım 2012/ Şubat 2013, Ankara, ss. 46-70.
- Üstünel, B. (1990). Makro Ekonomi, Ofset Beşinci Bası, Mısırlı Matbaacılık, İstanbul
İşsizlik Kavramı ve Türleri Nelerdir yazımızın da sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sağlık, Spor, Bilgi, Teknoloji, Finans ve daha fazla içeriklere göz atmak için Bilmiyorum Deme sitemizi ziyaret edebilirsiniz.