ÇOCUKLARIMIZA BİLİNÇALTI OPERASYONLARI
Farkında olmak; anlamak, sezmek anlamında kullanılıyor. Kabaca bir anlam eşitliğini ifade etmiş olduk. Oysa farkında olmadıklarımız ama bizi etkileyenler, işte bu noktada çok karamsar bir zamanda hayatımızı sürdürüyoruz. Günlük yaşantımızda karşımıza gelen ve olağan karşıladıklarımızın ne kadar farkındayız?
Farkındalık; bireyin zihninin uyanık biçimde duyu organları ve düşüncelerle yaşananları gözlemlemesi, kavraması ve yorumlayabilmesidir.
Gözlemlemek farkında olduğumuz anlamına gelmez. Görüyoruz, izliyoruz, duyuyoruz, okuyoruz ama anlamak meselesi, işte bunun farkında değiliz. Gözlemlerimizden ne kazandığımızı bilmiyoruz. Bizlere bir şeyler kattığı kesin ama olumlu, ama olumsuz.
Farkındalık bu kısımda devreye giriyor. Her bireyin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğine herkes katılır, her bireyin çıkarı kendine artı katarken karşıdaki bireye eksi yönde olumsuz etki yaratması kaçınılmaz olacaktır. Bazı şeylerin farkında olmamız gerekiyor, hem çıkarlarımızı hem karşımızdaki bireyi düşünerek hareket etmemiz gerekir.
Bilinçaltı Operasyonlar Nelerdir?
Bazı örneklemelerle bilinçaltımıza yapılan operasyonlardan bahsedeceğim;
Pizza:
Analarımızın, ninelerimizin yaptığı katmerin, gözlemenin yerini alan pizzanın ülkemizde girmediği hane kalmadı. Örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi bizden uzaklaştırdılar, farkına bile varamadık. Ülkemiz piyasasına ilk çıktığı zamanlar satış yapamadı, kepenk kapattı. Fakat Pazar arayışı içinde olduklarından ülkemizden vazgeçmek istemediler.
Büyüklerin kıramadığı, her isteklerini yerine getirdikleri çocuklarımızdan başladılar ürünlerini pazarlamaya. Ninja Kaplumbağalar adı ile pizza tüketimini teşvik eden basit bir çizgi film ile Ülkemizi pazar alanlarına eklediler.
Kara Fatma:
Fatma, Arapça kökenli bir kelime olup evladını sütten kesen kadın anlamına gelmektedir. Ayrıca temizlik, saflık, dürüstlük anlamında kullanılmakta olup bu ismi taşıyan bayanlar dürüstlüğü, kararlılığı ve güçlü olmalarıyla bilinir.
İsmin anlamını bilip de kara sıfatıyla bu ismi kirletmek ne kadar doğrudur? Galiba yine farkına varmadık, ancak çocuklarımız bu şekilde yetişti. Fatma ismiyle ilgili iki unsur var; birincisi Allah Resul’ü (sav) Peygamber efendimizin ‘gözümün nuru, gönlümün incisi’ dediği kızının Arap olmasından kaynaklı gayri Müslimlerin kötülemek için kurguladığı bir oyunun parçasın olarak lakap takılmasıdır.
İkinci unsur ise Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında Kurtuluş Savaşında verilen mücadelede Maraş’ın Kahraman unvanını almasına büyük yardımı olan Fatma ninemize verilen ismi, bir böceğe verecek kadar alçalmadık herhalde. Sanırım bununda farkında değildik.
Batman isimli çizgi film kahramanının saatte 300 kilometre hızla araç kullanmasını izleyen çocuklara, trafik kuralları ve hız sınırı nasıl anlatılabilir. Hoşlandıkları çizgi filmlerden kazandıklarını bizlerin anlatması ile karşılaştırdıklarında çizgi filmleri daha akıllıca veya sevimli bulacaklardır.
Dinimizde etinin yenmesi haram olan domuzu, oyuncak figürlerinde veya çizgi filmlerde sevimli göstermek; dinimize karşı yeni neslin düşüncelerini, ‘Ağaç yaş iken eğilir.’ Atasözünün yerinde söylendiğini kanıtlarcasına çocuklarımızın bu hayvana karşı düşüncelerine etki etmek istemelerindendir.
Hababam Sınıfı:
Yediden yetmişe hepimizin severek izlediği, bizleri kahkaha ile güldüren müthiş bir film olarak gelir akımıza. Her izlediğimizde gülüyoruz ama neye güldüğümüzün farkında değiliz. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ sözünü söyleyen Hz. Ali (ra), öğretmenliği ne kadar yücelttiyse hababam sınıfı o kadar alçaltmıştır.
Öğretmene saygısızlık, okul kurallarının hiçe sayılması bu kadar komik olamaz değil mi? Çocuklar okula gidince ‘biz hababam sınıfıyız’ demezler(!), kopya çekmeyi marifet saymazlar(!), okuldan kaçmayı başarı olarak nitelendirmezler(!)… Farkına varmadık ama güle oynaya çocuklarımızı yanlış yola yönlendirmiş olduk.
Çocuklar diye attığım başlığın altında yetişkinlerimize de uyarı vermekte yarar olduğunu düşünerek küçük bir paragrafta değinme ihtiyacı duyuyorum. Yetişkinler için de birçok televizyon programı ve yayınlar mevcut. Ahlaki değerlerimizi, aile yaşantımızı, kültürel değerlerimizi küçük düşüren bizleri biz yapan kurallarımızı dışlayan ve reyting rekorları kıran yayınları nasıl zevk alarak izliyoruz.
İzledikçe gülüyoruz, izledikçe aşina oluyoruz. Karşımıza çıkınca normal karşılamaya başlayıp sömürüldüğümüzü ve benliğimizi kaybettiğimizin farkında olmuyoruz. Sömürü direk karşımıza gelse şüphesiz tepki gösteririz, bunun farkında olanlar önce alıştırıyor sonra yıkıyorlar.
Herkes kendi çıkarlarını gözeterek karşı bireyleri yine çıkarları doğrultusunda etkilemek ister. Kimi maddi tarafını güçlendirmek için ürününe Pazar yeri arayışındadır, kimi şan, şöhret için manevi duyguları sömürerek kendini yüce göstermek için çaba harcar. Önümüze konulanı sorgusuz sualsiz kabullenmek körlüktür. Düşünme yetisine sahip tek canlı varlık olarak insan, sorgulama yapmalı. Yaptıklarını sorgulayabilmeli, eleştiri yapabilmeli ve eleştirilere de açık olmalıdır.
Tartıştıkça, sorguladıkça, şüphelendikçe elindekilerin içeriğini daha tartar hale gelir. Bunlar çizgi film daha doğrusu televizyon veya sanal ortamda yayınlanan videolardan ibaret değildir. Okumayı sevenler için kitaplar, dergiler hazırlanmıştır veya oyun oynamayı sevenler için bunlar oyunlara yerleştirilmiştir.
Örnek sayısı çoğaltılabiliyor. Önemli olan sizlere kazandırılmak istenen olumsuzlukların farkına varıp önüne geçmektir. Yaş iken eğilen ağaç sonrasında düzelmez, bu bilinçle bilinçaltımızı korumaya alıp kendi öz değerlerimiz ve çıkarlarımız doğrultusunda ağacı eğmek gerekir.
Daha fazla içeriklere göz atmak için Bilmiyorum Deme Sitemizi ziyaret edebilirsiniz.