Sokrates Öncesi Doğa Felsefesi
Doğa felsefesi ve Presokratik felsefe olarak sınıflanan antik felsefe; felsefe doğa ve varlık felsefesi olarak bilinir. Antik felsefe, ilk filozofların görüşlerinde varlık felsefesi, başka bir deyişle varlık üzerine düşünmeyle ön plana çıkar. İlk doğa filozofları natüralistler ve fizikçiler olarak sınıflanırlar. Onlar her şeyden önce görünüş-gerçeklik ayrımı yapmışlar, fenomenlerin gerisinde, temel ve düzenli bir yapının olduğuna inanmışlardır. Presokratikler ise doğanın kendi içinde kapalı bir sistem meydana getirdiğini söyleyerek, doğaya ilişkin sorularının cevaplarını gene doğa üzerinden vermişlerdir. Presokratikler dış dünyaya baktıklarında çokluk izlemişler ve bu çokluğun kendisinden çıktığı ya da türediği bir birliğe indirgenebildiği zaman belirlenebileceğini söylemişlerdir. Varlıklardan oluşan çokluk, onların gözünde anlaşılamaz ve açıklanamaz bir şeydir. Doğa filozofları ilk önce arke üzerinde yoğunlaşmış ve bunu bir problem olarak görmüşlerdir. Dış dünyadaki varlıkların neyden doğduğunu, nereden geldiklerini araştırmışlardır. Presokratik filozoflar felsefenin varlık felsefesi olarak geliştiğini anlamışlar ve cevaplarını da bu yönde vermişlerdir. Örnekse, görünüş-gerçeklik, çokluk-birlik, değişme- kalıcılık odağında varlık alanına çözümler getirmişlerdir. Presokratiklerin en önemli okullarından biri İyonya okuludur. Biz bu yazımızda İyonya okulunun üç önemli filozofu olan Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes’i göreceğiz. İlk önce İyonya okuluna bir bakalım.
İyonya Okulu
İyonlalı Filozoflar dünya düşünce tarihinin ilk filozoflarıdırlar. Bunların öne çıkan üç ismi vardır: Thales, Anaksimanros ve Aneksimenes. Miletos okulu olarak da bilinen İyonya Okulu felsefe tarihinin ilk okuludur. Bugün Türkiye sınırları içinde bulunan İyonya, antik Yunan felsefesinin seçkin bir merkezidir. Bu bahsi geçen üç filozof, İyonya’da, problemlere ilk defa mitolojik değil de rasyonel çıkarımlarla yaklaşmışlardır. Bu yüzden de felsefi görüşü temsil eden filozoflardır. Bir başka değerleri ise bu üç filozof ilk olarak herhangi bir çıkar ve amaç gözetmeksizin problemlere yaklaşmış olmalarıdır. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes dünya felsefe tarihinin ilk materyalist filozoflarıdırlar. Aristoteles’e göre, İyonyalı filozoflar maddi neden üzerine yoğunlaşmışlar ve arke olan maddeyi açıkladıklarında birçok şeyi de açıklayacaklarını düşünmüşlerdir. Gelgelelim, o dönemde madde ve ruh ayrımı henüz yapılamamıştı. Varlığa maddi bir açıklama yapan İyonyalılar belki de bugün bildiğimiz ilk materyalistlerdir. Bir başka öne çıkan problemleri ise “hiçten hiçbir şey çıkmayacağı” ve madde ve dünyanın ezeli olduğu problemidir. Bu sebeple, hiçten hiçbir şeyin çıkmayacağı problemini ortaya koymakla birlikte varlığın dışında bir dış gücün de olmadığını düşünmüşlerdir.
Thales
İyonya-Miletos okulunun kurucusu olan Thales, düşünce tarihimizin ilk filozofudur. Yedi bilge arasında adı geçer. Milattan önce 6. Yüzyılda yaşamıştır. Thales (MÖ 624-546)’in matematik ve astronomi hakkında birçok çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Bilim ve felsefeye katkısı, “neyin gerçekten var olduğu” sorusuyla başlar. Bu minvalde Thales, görünüş-gerçeklik, çokluk-birlik izleği üzerinden varlığa yaklaşmıştır. Gözle görülen varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çokluğun gerisinde akılla anlaşılabilir, kalıcı ve sürekli bir hakikatin var olduğuna inanmıştı. Thales evrenin ana maddesinin su olduğunu söylemiş ve bugün belki de evrim teorisinin ilk tohumlarını atmıştı.
Anaksimandros
İyonya Okulu’nun ikinci filozofudur. Thales’in çok yakın arkadaşı ve öğrencisidir. Anaksimanros’un dünya düşünce tarihine kattığı en büyük değer, onun rasyonel düşünce geleneğinin ilk temsilcisi olduğudur. Anaksimanros, varlık ile ilgili çalışmalarını kâğıda dökmüş fakat günümüze ulaşmamıştır. Bu metnin adı Peri Phusis (Doğa Üstüne)’dir. Felsefi düşünce ile bilimsel alandaki çalışmaları iç içe geçmiş bir filozoftur. Dünyanın sanıldığı gibi düz bir taban değil de, bir silindir şeklinde olduğunu söylemiştir. Biyolojiye de katkı vermiştir. Dünyada bulunan tüm canlıların, insan da dâhil olmak üzere ilk defa denizlerde yaşamış olduğunu söylemiştir. Bu evrim kuramına yaklaşan görüşüyle günümüzde hayli ilgi çeken filozoflardan biridir. Anaksimandros yakın arkadaşı, dostu ve öğretmeni olan Thales’i bilim alanı ile de sınırlı kalmayıp birçok alanda aşmıştı. Örnekse, Thales’in maddi töz olan “su” anlayışına birkaç bakımdan karşı çıkmış ve dünyada sıcak ve kuru şeylerin de olduğunu söylemiştir. Ona göre “su”dan evrenin ana maddesi oluşmaz. Evrenin sonsuz ana maddesi oluşmaz. Filozof, sonsuz sayıda evren olduğunu öne sürer. Anaksimandros belli özellikler taşıyan bu evrenin ana maddesinin “apeiron” olduğunu söylemiş, Thales’ten ayrılmıştır.
Anaksimenes
İyonya Okulu’nun son temsilcisi Anaksimenes’dir. Hayatı ile ilgili günümüze çok fazla bilgi ulaşmamıştır. Anaksimenes (MÖ585-525) bilim adamı ve astronomdur. Tıpkı diğer iki İyonya Okulu temsilcisi Thales ve Anaksimandros gibi. Onun felsefesi, bir anlamda geriye dönüktür. Arke olarak “hava”yı seçmiştir. Bu seçiminden dolayı geriye dönük bir yaklaşım sergilemiştir. Yeryüzündeki havanın farklı yoğunlaşması sonucu çıkan ısı, ateşler ve kopan parçalar ile oluşmakta, gökkuşağının nedenini ise tanrılarda aramamaktadır. Tamamen bilimsel bir açıklama getirmeye çalışmaktadır. Hava ile güneş ışığının oluşumu gökkuşağını meydana getirmektedir. Ay ışığında tespit ettiği gökkuşağından bahsetmiş, suyu yaran bir küreğin çıkardığı yakamozları tanımlamıştır. Onun düşünce evreni mitolojiden bilime geçişi sağlamış bir düşünüştür. Gökkuşağının bir tanrıça olmadığını, güneş ışınlarının yoğunlaşmasından kaynaklandığını belirlemiştir. Bu haliyle rasyonel bir felsefeci olarak dünya düşünce tarihindeki yerini almıştır.
Bu yazımızın da sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sağlık, Spor, Bilgi, Teknoloji, Finans ve daha fazla içeriklere göz atmak için Bilmiyorum Deme sitemizi ziyaret edebilirsiniz.