Yunan Alfabesi Yazı, Okul ve Kütüphaneler
Eski Yunan Uygarlıkları, Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’dan sonra yazı ile tanışmışlardır. Onların yazıları Hitit, Mezopotamya yazılarından farklıdır. Çifte balta, hayvan, çizgi figürlerin konuları tanrı isimleri ve sihirler ile ilgilidir. Girit bölgesinde keşfedilen Linear A ve B dilleri üzerinde yapılan çalışmalarda Linear dili pek çözülmemiştir fakat B dilinde çözümlemeler yapılmıştır.
Çok kullanışlı olmayan bu yazılar zamanlar yerini Fenike Alfabesine bırakmıştır. Fenike alfabesinde ilk olarak bir sesli bir sessiz olacak şekilde ilerleyen zamanla sesli harfler kalkmıştır. Ticaret sayesinde ise Akdeniz de yayılmıştır. Yazıyı icat eden olarak Fenike kralının oğlu Camus bilinse de kesin bir durum değildir. Yunanlılar ise böyle bir buluşun basit insanların yapamayacağını bunu ancak efsanevi kişilerin yapabileceği düşüncesinde olsalar da Herodotos; Fenikelilerin Yunanistan’a çok fazla bilgi getirdiklerinden ve yazıyı onlardan aldıklarını savunacak cümleler kullanmıştır.
Yunan yazısının da Suriye sahillerinde görünen yazı şekilleriyle benzerlikleri olması Fenike alfabesini aldıklarını kanıtlar niteliktedir. Bu dönem Yunan yazısı, Fenikelilerde olduğu gibi sağdan sola doğru yazılır ve eski Yunan alfabesindeki harf şekilleriyle okunuşları da Fenikelilerin kullandığı semitik alfabenin harf şekillerine ve okunuşlarına benzemektedir.
Bölgeler kendi içlerindeki gelişime göre, aynı dil ve alfabenin çeşitli versiyonlarını üretmişlerdir. En çok yaygın olan İon lehçesidir. Homeror, Herodotos, Teognis bu lehçeyi kullanmıştır. İon lehçesinin yanında farklı bölgelerde Aiol, Dor lehçeleri de kullanılmıştır, Aiol lehçesi daha çok koro şairleri tarafından kullanılmaktadır.
Yazının yayılması konusunda ilk olarak zengin ve aristokrat kesim arasında bir yayılma göstermiştir fakat 7. yy dan sonra hızla bir yayılma görülmüştür. Daha önce mezar taşları ve kanun metinleri ile sınırlı kalan yazı artık hayatın her alanında yayılmaya başlamıştır. Yapılan eserlerde onları tanımlayacak şekilde isim yazmaları, arkhon listesi yazımında, askeri listelerde, aynı zaman bir nevi oy kullanımı (ostrakon) gibi çömleklere yazılırdı ve bu oylamaya yaklaşık 6000 kişi katılırdı gibi durumlar yazının genişlediğini göstermektedir.
Yunan Alfabesi Gelişimi
Yunanlıların okuma ve yazmayı genişletmek için bazı yöntemler kullanıldığı düşünse de bu kanıtlanmış bir durum daha doğrusu yazıyı yaymak amaçlı neler yaptıkları bilinmemektedir. Herodotos’tan Yunan dilinin öğretimi konusunda edinilen bir diğer bilgi de İskitlerde geçer. Anlattığına göre, Tuna ağzındaki İstros kentinden olan ve İskit kralı ile evlendirilen bir Yunanlı kadın, oğluna Yunanca okuyup yazmayı ve Yunan kültürüne göre yaşamayı öğretmiştir. “Anasından Yunan dilini ve edebiyatını öğrenen” Sykles adındaki bu kral, “yerli gelenekleri beğenmiyordu.
Görmüş olduğu eğitim gereği daha çok Yunanistanla ilgili şeylere yakınlık duyuyordu.” Hatta Borystheneslilerin kentine gittiği zaman “Skyles, askerleri dış mahallede bırakır, kendisi kaleye gider, kapıları kapattırır, üstündeki İskit kıyafetlerini çıkarır, Yunanlılar gibi giyinir, bununla çıkar, yanına ne koruma askeri, ne de bir kimse alır, agoraya gider dolaşırdı.
Burada tam bir Yunanlı gibi yaşar, Tanrılara Yunan göreneğine göre kurbanlar sunardı” Bahsi geçen dönem M.Ö. VI. yüzyılın sonunda ve yüzyılın başında olduğundan, Yunan dünyasının kıyısındaki bir kadının, okuma yazma bilmesi ve üstelik bunu kendi çocuğuna öğretmeyi doğal bulması, bu yüzyıllarda okuma yazma faaliyetlerinin ne derece yaygın olduğu ve bunun bir kültür öğesi olarak kabul edildiğini kanıtlar. Ayrıca, İskit krallık soyundan olan Anakharsis’in, kral tarafından Yunanistan’a gönderildiği ve bir okula girdiği anlatılmaktadır. Herodotos bu olayın uydurma olduğunu söylese de önemli olan nokta, bu dönemde bir okulun varlığını kabul etmiş olmasıdır.
Okulun olmadığı dönemlerde, çocukların eğitimi, muhtemelen sadece soylu ailelerde bakıcılar ya da köleler tarafından verilmektedir. Ancak bu resmi bir model değildir. Bu dönemlerde kültürel eğitim, halk adetleriyle kendini gösterir. Aristoteles’in söylediğine göre; çocuklar altı ya da yedi yaşlarına geldiklerinde ilkokula başlarlar. Öncelikle öğretilen, alfabeyi baştan sona ezberlemektir.
Philostratos’un söylediğine göre; Herodes Attikos isimli zengin bir adam, alfabeyi öğrenme işini oğlu için kolaylaştırmak amacıyla, ona 24 köle çocuk vermiş ve o da her birine alfabenin bir harfinin adını vererek bu şekilde ezber yapabilmiştir. Daha yoksul çocukların kırık çanak çömlekler üzerine yazı yazdıkları da bilinmektedir. Aynı zamanda taĢ yazı tahtaları da bulunmuştur.
Yunan dünyasında ilk kamu kütüphanesini Atina Tiran’ı Peisistratos kurmuştur. Bilindiği gibi Peisistratos Homeros’un eserlerini toplatan kişidir. İlerleyen yıllarda sürekli genişletilen bu kütüphane, Kserkses tarafından kaçırılmış ama 300 yılı dolaylarında tekrar iade edilmiştir. Bu kütüphanenin daha sonra Peisistratos’un oğlu Hipparkhos tarafından korunduğu düşünülmektedir. Çünkü onun da kitaplara düşkün olduğu bilinmektedir.
Hatta o, Musaios’un yazılarını bozması nedeniyle, Pindaros’un öğrencisi olan Ģair ve müzisyen Onomakritos’u Atina’dan sürmüştür. Peisistratos’un kurduğu kütüphane dışında Tiran Polykrates’in de kütüphaneciliğe katkısı olduğundan söz edilir. Ayrıca Herakleia Pontike Tiranı Klearkhos’un Kütüphanesi de vardır.
Daha fazla içeriklere göz atmak için Bilmiyorum Deme Sitemizi ziyaret edebilirsiniz.